mcardak

Mehmet ÇARDAK (Ankara - 1973)
Araştırmacı - Yazar

Maliye Emek İster! 

Cumhuriyet’in ilanından sonra ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları inkılâplar yaparken Türk Maliyesi’nde de yeni inkılâplar yapılmıştır. Yeni Maliye memurlarını da inkılâp Türkiye’sinin gençlerinden yetiştirilmek arzu edildiğinden, 1924’te, Maliye Vekili bulunan Hasan Saka zamanında, Ankara’da bir Maliye Mektebi açılmıştır. 
Daha sonra da Maliye Meslek Mektebi olarak devam etmiştir. Maliye Meslek Mektebi iki kısma ayrılmıştır. Maliye kursu kısmı; Maliye memurlarından alınan talebelerden teşekkül ediyor, tedrisat iki sene devam ediyordu. Meslek Mektebi kısmı ise; orta mektep talebelerinden imtihanla alınan talebelerden teşekkül ediyordu ve üç senelikti. Maliye Meslek Mektebi, 1943 yılında Maarif Vekâleti’nce ‘Maliye Okulu’ adı ile lise derecesine muadil olarak kabul edilmiştir. 
Maliye Okulu’nda parasız yatılı okumaya hak kazanan ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen, en önemlisi de çoğunluğu dar gelirli ailelerin çocuğu olan Maliye Okulu öğrencileri, okul bitiminde mecburi hizmetle Maliye Bakanlığı emrinde Devlet memuru olarak çalışmaya başlıyordu. Maliye Okulu, Maliye Bakanlığı’na donanımlı ve bilgili eleman yetiştiriyordu. Maliye bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında çok sayıda Maliye Okullu görev yapmış; malmüdürü, sayman, vergi dairesi müdürü, şube müdürü, daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür, vergi denetmeni, maliye müfettişi, hesap uzmanı, kontrolör, avukat ve takdir komisyonu başkanı gibi bakanlığın önemli görevlerine kadar yükselmiştir. 
Hatta Maliye Okulu mezunlarından vali, savcı, hâkim, akademisyen, milletvekili, bakan ve TBMM başkan vekili olanlar bile var! Maliye Okulu mezunlarının yüzde 90’ı halen kamu görevlisi, serbest muhasebeci ve mali müşavir, yeminli mali müşavir, gümrük müşaviri ve avukat olarak hayatlarını kazanıyorlar. 
Cumhuriyet’in kurucularından, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü’nün de dediği gibi; Cumhuriyet devrinde Maliye, üstünde çok çalışılmış bir konudur. Yüzyılların aksaklıklarının giderilmesi ve zamanın getirdiği esasların yerleştirilmesi, büyük emeklerle olmuştur. Maliye Okulu gençlerinin, Maliye’nin ehliyetle işletilip ilerlemesine çok büyük katkıları olmuştur. 
Ankara’daki Maliye Okulu’na ilaveten 1977 yılında İzmir’de ve 1978 yılında da İstanbul’da Maliye Meslek Lisesi açılmıştır. Ancak Ankara Maliye Meslek Lisesi Eylül 1997’de, İstanbul Maliye Meslek Lisesi 1989’da ve İzmir Maliye Meslek Lisesi de 2003 yılında kapatılmıştır. 
Maliye Okulları artık tarihe karışmıştır. Maliye Okulu mezunları, Atatürk ilke ve inkılâplarına inanan; kendi kimliğiyle var olan ve tercihine göre yaşamını sürdüren donanımlı, bilgili ve ilerici kimselerdir. Maliye Okulu mezunları için Maliye Okulu sevgisi, bambaşka bir sevdadır. Bu sevdanın eşi benzeri yoktur. Maliye Okulları kapatılmış olsa da, Maliye Okulu ruhu, hayattaki Maliye Okulu mezunlarının kalbinde yaşıyor ve ebediyete kavuşuncaya kadar yaşayacaktır da…
Ancak, Maliye Okulu, Maliye’nin can suyu iken, bu insan kaynağı kurutulmuştur. Maliye Okulsuz Maliye zayıflar. Maliye ruhsuzlaşır. Oysaki Maliye için devletçi bir bakış açısına ihtiyaç var! Maliye Okulu mezunlarının Maliye’ye çokça emeği var. Maliye Okullular ancak ‘değerini bilenin’ yanında kıymetlidir. 
Hatırlatmakta fayda var: Maliye Okulu mezunlarının yalnızca Maliye’ye değil, Devlet’in diğer kurum ve kuruluşlarının ehliyetle işletilip ilerlemesine de çok büyük katkıları olmuştur. Maliye Okulu mezunları, Atatürk’ün izinde; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Milleti’ne sadakatle hizmet vermeye halen de devam etmektedir. 

BAZI BORÇLAR VAR Kİ, ASLA ÖDENEMEZ! 

Bilenler bilir; 1974 yılına kadar Maliye Okulu mezunlarının ‘Maliye Okulu’ diplomasıyla üniversiteye doğrudan girme hakkı yoktu. O yıllarda, üniversitelere girişte Maliye Okulu mezunlarına, tıpkı İmam Hatipler ve diğer meslek liselerinde olduğu gibi ayrımcılık yapılıyordu. Üniversite için Maliye Okulu ve İmam Hatip’in yanında bir de düz lise diploması almak mecburiyeti vardı. Maliye Okulu ve İmam Hatip Okulu mezunları ancak fark derslerini vererek ve düz lise diploması da alarak üniversitelere girebiliyordu. Yani Maliye Okulu mezunlarının, üniversiteye girebilmesi için çift diploma sahibi olması gerekiyordu. 
İmam Hatipliler, kendilerine uygulanan bu ayrımcılığı ortadan kaldıracak ve üniversiteye katsayı engeline takılmadan girebilmelerini sağlayacak düzenlemeye ancak uzun yıllar örgütlenerek, Meclis’e vekil seçerek, bakan, başbakan ve hatta cumhurbaşkanı çıkararak kavuşabilmiştir. 
Maliye Okulu mezunları ise; üniversiteye girişteki bu engeli ta 1974’te, o zamanki Ankara Maliye Okulu Mezunları Derneği Yönetim Kurulu üyelerinden bu makalenin yazarı ve Süleyman Çıplak ile Mustafa Turançiftçi’nin olağanüstü gayretleri ve o dönemin Maliye Bakanlığı Müsteşar yardımcısı H. Cahit Eren’in samimi yardım ve desteğiyle, çok kolay bir şekilde aşabilmiştir. 
1974 yılının sonbahar aylarında, Maliye Bakanlığı’nda 1975 Yılı Bütçe Tasarısı’nın hazırlık çalışmaları vardı. Dernek yönetiminin girişimi, Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı H. Cahit Eren’in aracılığı ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Altan Günalp’ın da desteğiyle; Üniversiteye giriş sınavında belirlenen bir seviyede puan alan Maliye Okulu mezunları için, öncelikle Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Vural Savaş’ın 150, sonra da Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Nejat Tüzün’ün 150 kontenjan ayırması ile üniversiteye kaydolmayı bekleyen 300 Maliye Okulu mezununun Bursa ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademilerine giriş kaydının yapılması sağlanmıştır. 
Ayrıca Maliye Bakanlığı’nca 1974 yılında Bursa ve Ankara Akademilerine kayıt yaptıran Maliye Okulu kökenli Devlet memurlarının Bursa ve Ankara’ya atamasının yapılması ve nakilleri konusunda gerekli kolaylıklar da gösterilmiştir. 1974’deki dernek yönetiminin bu başarı hikâyesi, dikkatle ve önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu başarı hikâyesinin, Maliye Okullu akademisyenler tarafından enine boyuna araştırılması, incelenmesi, irdelenmesi ve ayrıntılı olarak rapor edilmesi gerekir. Hatta bu olay, panel konusu bile yapılabilir. 
Dolayısıyla da 1974 ve daha sonraki yıllarda Maliye Okulu veya Maliye Meslek Lisesi diplomasıyla üniversitelere, akademilere ve meslek yüksekokullarına girme hakkı elden eden tüm Maliye Okulu mezunlarının; hemen hemen Cumhuriyet’le beraber doğmuş, çok partili demokratik düzene geçişle birlikte Maliye Müfettiş yardımcısı olarak Maliyecilik mesleğine ve dolayısıyla kamu hizmetine katıldığı günden, Sayıştay Başkanı sıfatıyla kariyerini tamamladığı ana kadar hizmet verdiği ve temsil ettiği müesseselerin tarihi misyonları gereği hep kamu hakkının toplayıcısı, paylaştırıcısı, gözeticisi ve takipçisi olan ve 02 Haziran 1984 tarihinde pazardan dönerken filesi elinde ebediyetle kucaklaşan merhum H. Cahit Eren’e şükran borcu var!
Çünkü 1970 ve sonraki dönemlerde üniversitelerin maliye, işletme, hukuk, iktisat, muhasebe, kamu yönetimi, bankacılık, gazetecilik veya siyasal bilgiler dallarında eğitim veren fakülte, bölüm ve yüksekokullarından en az lisans seviyesinde mezun olmayı başaran tüm Maliye Okulu mezunları hayatlarındaki her şeyini lisans diplomasına borçludur. Maliye Okulu mezunlarına ilk defa yüksek öğrenim kapısının açılmasını sağlayan da merhum H. Cahit Eren’dir. 
Sözün özü: Hayatta en çabuk unutulan şey iyiliktir. Ama bazı iyilikler var ki, asla unutulamaz! Bazı borçlar var ki, asla ödenemez! Ancak, hayattaki Maliye Okulu mezunları; Merhum H. Cahit Eren Üstatlarına olan şükran borcunu hiç olmazsa ölüm yıldönümlerinde (02 Haziran) O’nu Ankara’daki mezarı başında anarak ya da ailesinden hayatta kalanları evinde ziyaret ederek, kısmen de olsa ödeyebilirler. Çünkü Üstatların Üstadı H. Cahit Eren bunu fazlasıyla hak ediyor!

Cumhuriyet devrinde Maliyemiz, üstünde çok çalışılmış bir konudur. Yüzyılların aksaklıklarının giderilmesi ve zamanın getirdiği esasların yerleştirilmesi, büyük emeklerle olmuştur ve daha çok emeklere ihtiyaç vardır.  Maliye Okulu gençlerinin, Maliyemizi ehliyetle işletip ilerleteceklerine inanıyorum. 06 Şubat 1947 İsmet İNÖNÜ