Dr。 Mustafa ALPASLAN (Ank。 -1980)

 

Bilindiği gibi, vergi mükelleflerinin ticari defterleri olarak kabul edilen ve tasdiki zorunlu olan yevmiye defteri, envanter defteri … defterler tasdik ettirilmesi, kullanılması ve belirli süreler içerisinde manuel veya bilgisayar yoluyla tutulması zorunlu olan defterlerdir. Mükellefler veya teşebbüs sahipleri defter tutma veya tutturma işini kendi firma bünyelerinde iş akdi ile çalıştırdıkları konuyu bilen bir personele de yaptırabilirler. Bu kişi veya kişiler 3568 sayılı yasaya göre ruhsat sahibi meslek mensupları olabileceği gibi ruhsatı olmayan ancak konuya vakıf kişiler de olabilir. Bu gibi durumlarda defteri tutan ile iş sahibi arasında “bir hizmet” münasebeti vardır. Bu hizmet ilişkisi ile hizmet sözleşmesinin varlığı da gerekmektedir. Defteri yazan, kaydeden kişinin 3568 sayılı yasaya göre ruhsatlı veya ruhsatsız olması önem arz etmemektedir.

Defterlerin print edilmesi veya yazdırılması işleminin bağımsız çalışan 3568 sayılı yasaya göre unvan almış meslek mensubu tarafından yerine getirilmiş olması halinde işveren ile meslek mensubu münasebeti farklılık arz edecektir. Bu durumda iş sahibi ile meslek mensubu arasında “vekalet sözleşmesi” veya muhasebecilik veya mali müşavirlik hizmet sözleşmesi söz konusu olacaktır.

Esas konumuza dönecek olursak mükelleflerin yazdırılmamış yada print edilmemiş boş defterleri nedeniyle meslek mensubunun sorumluluğu burada tartışmaya açılacaktır.

Muhasebeci defteri usulüne uygun ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak tutmak zorundadır. Diğer yandan işveren ise, bu yapılan hizmet ve işlemlere uygun olarak asgari muhasebe ve mali müşavirlik ücretlerinin üzerinde bir ücret ödemekle borçlu bulunacaktır.

Eğer, borçlu iş sahibi borcunu tam olarak ifa etmediği takdirde bunda hiçbir kusur olmadığını ispatlayamadığı takdirde, bundan dolayı ortaya çıkan zararı telafi etmek zorundadır.

İşi icra eden, iş sahibine karşı, işi iyi bir biçimde yapmak mükellefiyetindedir. Bu madde hükmüne uygun olarak işi yapanın işi sadakat ve özen ile yapmak zorunda olduğu şeklinde algılanmalıdır.

Bu borç vekilin vekaleti yerine getirme sırasında ve bittikten sonra, kendisine duyulan itimada uygun olarak iş sahibinin hak ve menfaatlerini sözleşme ile güdülen amaç kapsamında koruması ve kendi çıkarını iş sahibinin çıkarına tabi kılmasıdır.

İşi icra eden meslek mensubu, hile ve ağır kusurlarından ötürü sorumlu olmayacağına ilişkin sözleşme yapamaz. Ancak, hafif kusurdan ötürü sorumsuzluk sözleşmesi yapmak olasıdır. Bir meslek mensubunun , mükellefin almış bulunduğu komisyon mukabili sahte faturalarından dolayı doğrudan sorumluluğu olamaz. 3568 sayılı yasaya göre mali müşavirlik ve muhasebe mesleği ve hatta yeminli mali müşavirlik mesleği ruhsata bağlı olarak icra olunmaktadır. Meslek, ruhsatla ifa edildiğinden ötürü, ancak yardımcıların hafif kusurlarından ötürü sorumlu olunmayacağına dair sözleşmeye hüküm eklenebilir.

Vekil olarak meslek mensubunun sorumluluğu iş görenin sorumluluğuna tabi olmakla beraber, özellikle imtihanla ve ruhsatla yapılan işlerde, sorumluluk iş görenin sorumluluğundan daha ağır olması gerektiği düşüncesi egemendir.

Netice olarak, bilgisayar ile yazılan defterlerde veya manuel sisteme göre kaydedilen defterlerde, defterlerin hiç yazdırılmaması durumunda (özellikle yevmiye defterinin) KDV indirimi vergi idaresince kabul edilmemektedir. Aksi yönde yüksek mahkeme Danıştay’ın müstakar hale gelmiş birçok kararı bulunmaktadır.

Yazdırılmayan defterlerden dolayı mükelleflerin KDV indirimleri gelir idaresince reddedilmektedir. Sonuçta mükellef adına cezalı KDV tarhiyatı yapılmaktadır. Salınan vergiye ayrıca vergi ziyaı cezası yürütülmektedir. Ayrıca, vergi için VUK md. 112 hükmüne göre “gecikme faizi” de izafe olunmaktadır.

Mükelleflerin print edilmeyen veya yazdırılmayan defterleri nedeniyle iş sahibi mükelleflerin uğradıkları vergi ve vergi ziyaı ve gecikme faizi gibi zararlar 3568 sayılı yasaya göre ruhsat almış meslek mensubu tarafından tazmin etmek zorunda kalınabilir. Hatta konu bir adım daha ileri taşınarak meslek mensubu hakkında TCK md. 257 hükmü gereğince görevi kötüye kullanma nedeniyle hakkında kamu davası da açılabilir. Diğer taraftan, söz konusu olay dolayısıyla, 3568 sayılı yasanın 47. maddesine göre meslek mensubu hakkında bağlı olduğu ilgili odaya suç duyurusunda bulunularak disiplin cezası ile ilgili hükümlerin uygulanması istenilebilir. 3568 sayılı yasanın 47 ve 48. maddelerine göre meslek mensuplarının görevleri nedeniyle işledikleri suçlardan dolayı adli yargıda yargılanabilirler.

YMM’ler tarafından yapılan tasdik hizmetlerinin kamusal bir hizmet olup olmadığı konusunda çeşitli değerlendirmeler yapılmaktadır. Bazı yazarlara göre bu hizmet yarı kamusal bir hizmet olduğu ve dolayısıyla tasdik işlemini yapan YMM’nin devlet memuru gibi yargılanabileceği yönünde görüşlerde ileri sürülmektedir.

Meslek mensupları, görevleri sırasında veya görevleri nedeniyle işledikleri suçlardan dolayı, fiillerin niteliğine göre TCK’nun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılırlar.

Defterlerin print edilmemesi nedeniyle SGK mevzuatı nedeniyle veya İş Kanunu dolayısıyla, işverenin uğrayabileceği zararlar da söz konusu olabilir.

Sonuç olarak, 3568 sayılı yasaya göre ruhsat almış meslek mensuplarının özellikle defter, kayıt ve belgelerini tuttukları ve muhasebe hizmet sözleşmesi kapsamında ilave hükümler koyabilirler. Örneğin, sahte fatura alan işverenin bu konuyla ilgili durumu, defter ve belgelerin nerede tutulacağı, muhasebeciye ibraz edilemeyen faturalar ve diğer evraklarla ilgili kimin sorumlu olacağı … vs. konularda sözleşmeye ek hükümler ilave edilebilir. Ya da tip hizmet sözleşmesinin arka sayfasında yer alan bölümlerde ilave açıklamalar konulabilir. Açıklanan hususlarla ilgili meslek mensuplarının özellikle 31 Aralık tarihinden sonra yevmiye ve envanter defterini print etmeleri veya ettirmeleri daha sonra bu defterlerin kapanış onayı için notere tasdiki 31 Ocak tarihinde mutlaka yaptırılmalıdır. Aksi takdirde çok ağır cezalar nedeniyle mükelleflerin uğramış oldukları zararlardan dolayı bağımlı veya bağımsız meslek mensuplarının (ruhsatsız meslek mensupları da dahil) sorumlu olacakları unutulmamalıdır.

Kaynak: www.mustafaalpaslan.com

Makale, Yaklaşım Dergisinin Ocak 2012 tarihli 229. sayısında yayınlanmıştır.

Cumhuriyet devrinde Maliyemiz, üstünde çok çalışılmış bir konudur. Yüzyılların aksaklıklarının giderilmesi ve zamanın getirdiği esasların yerleştirilmesi, büyük emeklerle olmuştur ve daha çok emeklere ihtiyaç vardır.  Maliye Okulu gençlerinin, Maliyemizi ehliyetle işletip ilerleteceklerine inanıyorum. 06 Şubat 1947 İsmet İNÖNÜ